Zümrüt Tepeler ve Psikoloji
Bir paket yoğurt alırken içeriğine bakmak çok normal değil mi?
E numaraları, glikoz şurubu kullanılmış mı, katkı maddesi ne?
Yediğimizin bedenimize etkisi büyük muhakkak.
Bedende hemen hissediliyor çoğu, felçli değilse, hasta değilse…
Peki ya ruhumuza giren şeyler?
Hasta ruhlar, hastalığını bile bilmeyen ruhlar, içine gireni nasıl hisseder?
Bir söz, bir bakış, bir mesaj…
Bir film sahnesi, zihne sinmiş bir çocukluk anısı, bir gülümseme…
Bir aşk yazısı, bir şarkı, bir kitap…
Bir shorts, bir reels, ansızın açılan bir DM…
Ne kadar masum görünüyorlar, değil mi?
Ama insanın ruhunda nereleri zehirlediklerini kim bilebilir?
İnsan ruhunu, insan psikolojisinden ayrı düşünemeyiz.
Aslımız olan ruha destek ararken ne kadar dikkatliyiz?
Bir doktor ararken gösterdiğimiz dikkatten daha mı az önemli?
Danışman, bizim ruhumuzu ve ruhumuzun sahibinin söylediklerini ne kadar önemsiyor?
Birçok danışan, psikolojik danışmanın kullandığı yöntemleri bilmiyor.
Bu yöntemler neye dayanıyor? Nereden geliyor? Hangi düşünce sistemine oturuyor?
Modern psikolojinin sunduğu pek çok yaklaşım, fark ettirmeden nefsin şımartılmasına yol açabiliyor.
“Sen değerlisin, sen merkezdesin, suçluluk duygusunu çıkar, başkası için yaşama…”
“Anı yaşa, duyguyu yaşa, gününü gün et, gül, kahkaha at, rahatla…”
Peki, iman nerede, salih amel nerede, hakkı tavsiye nerede, sabır nerede, takva nerede, diğergâmlık nerede, vefa nerede?
İnsanın ruhunu yaratanın sözleri bu denklemin neresinde?
Hâşâ, “O karışmasın, bu bilimdir; bu konulara Allah karışmasın” tavrı da nedir?
“Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.”
(Haşr, 59/19)
Allah’ı unutan insan, sadece Yaradan’ı değil, kendisini de kaybeder.
Kendine döndüğünü sanır ama döndüğü yer çoğu zaman bir boşluktur.
Modern terapiler ise bazen bu boşluğu yalnızca yaldızlar.
“Bilin ki kalpler, ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 13/28)
Bu ayeti modern psikoloji nereye koyar?
Hiç gördünüz mü zikri tavsiye eden bir danışman, bir psikolog, bir psikiyatr?
Çok şükür, ben bir tanesiyle tanıştım ve bana ışık oldu.
Ortalığı karartanlara inat…
Bugün birçok danışman, çeşitli modern yöntemler uyguluyor.
EMDR gibi teknikler, bilinçaltına kadar iniyor.
Kişinin en mahrem kırılmalarına temas ediyor.
Ama o yöntemi uygulayan kişi bu yükün farkında mı?
O yaraya neyle dokunduğunu biliyor mu?
Ruhun sesi yüksek çıkmaz.
Ama etkisi derindir.
Yıllar sonra açılır izleri.
Bir söz, bir yönlendirme, bir suskunluk…
Bazen yarayı sarmaz.
Terapi yarayı sardı mı, derinleştirdi mi,
yoksa bir yarayı kapatayım derken yeni yaralar mı açtı?
Bir psikolog ücretini alır – ki hakkıdır.
Seans biter, ruhun içinde ne kaldığını bilmez.
Her şeyi bilen danışmanlar, bazen dokundukları ruhlardan bihaberdir.
Mahrem der danışanla aramda, mahreminden saklar.
Ücretini alır ve yaşar dünyada, kimseye hesap vermez,
Ama ya öbür dünyada?
“Biz Kur’an’dan, müminler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz.” (İsra, 82)
Bu şifa yalnızca rahatlatmaz.
Yön verir, kalbi hizaya çeker, içteki tortuyu temizler.
Sözle değil, sükûnetle konuşur.
Çünkü ruhu tanır. Çünkü onu Yaradan’dandır.
Bedenimize gösterdiğimiz özeni ruhumuza da göstermemiz gerekmiyor mu?
Bir yoğurdun içeriğini sorgularken, bir seansın içeriğini neden sorgulamıyoruz?
Kalbin kıblesi fark edilmeden değişebilir.
Bir bakmışsın, sadece daha “iyi” hissetmek için hakikatten uzaklaşmışsın.
Bir bakmışsın, susması gereken nefs konuşuyor, sesi çıkması gereken vicdan susuyor.
Peki…
Hangi modern psikolojik yöntemde kalbin zümrüt tepeleri var?
Kaç danışman kalbin zümrüt tepelerinde dolaşmış?
Kaçı Mesneviden nur almış, kaçı Yaratıcı’nın rızasını gözetmiş?
Kaçı yöntemlerini yalnızca “etki gücü” ile değil, “ilahi ölçü” ile tartmış?
Beş danışmanla yıllarca çalışmış,
Bir ümitle sekiz bin eurodan fazla harcamış,
Yıllarca anlatmış, çözüm aramış, kapıları çalmış,
Kimi alacağı paraya bakmış, makyajla kapatmış…
Kimi parayı almış, bloklamış, kimi konuşmaktan kaçmış.
Sorunlar artınca “galiba hata yaptım” dememiş,
Hesaplar ahirete kalmış.
Kimi de elinden geleni gerçekten yapmış, olmamış,
Sonra,
Aldığı paranın hakkını fazlasıyla verdiğini düşündüğü,
Hakiki, tecrübeli ve klinik görmüş 35 yıllık bir psikiyatristin, yönlendirmesiyle
yüzünü Kur’an’a dönmüş.
İçinde yıllardır çözülemeyen düğümler,
Okuduğu psikoloji kitapları, Kur’an’daki ayetler…
Danışmanını, içeriğini, yöntemi sorgulama...
Modern psikoloji ve yöntemlerinden akanlar,
Bedenine girenler kadar, ruhuna da girenler...
Sesimi duyan var mı?
Yoksa seans bitti mi?
“Seansın helal mi?” diye soracak biri var mı?
“Seansım helal olsun.” diyecek biri?
Yoksa hâlâ, “Dini karıştırma” diyenler mi çok?
Bu yazı bir yargı değil.
Ama bir hatırlatma.
Bir selam, bir dua…
Ruhun hassasiyetine inanan, kalbin mahremiyetine saygı duyan herkese…
Biraz yavaş, biraz derin, biraz hakikatli yürüyenlere…
Selam olsun.
Wir benötigen Ihre Zustimmung zum Laden der Übersetzungen
Wir nutzen einen Drittanbieter-Service, um den Inhalt der Website zu übersetzen, der möglicherweise Daten über Ihre Aktivitäten sammelt. Bitte überprüfen Sie die Details in der Datenschutzerklärung und akzeptieren Sie den Dienst, um die Übersetzungen zu sehen.